Kendilerini saldırılara karşı savunmasız hissettiklerini bildiren her on güvenlik liderinden dokuzu, güvenliğin iş dünyası için bir kolaylaştırıcı olduğunu düşünüyor.
5 adımda siber dayanıklılık:
- Güvenlik açıklarının hibrit çalışmanın bir gerçeği olduğunu kabul edin ve dayanıklılığa odaklanın
- Fidye yazılımı saldırganlarının ilerleyişini sınırlandırın
- Siber güvenliği, stratejik bir iş fonksiyonuna dönüştürün
- Artan tehditleri yönetmek için gerekenlere zaten sahip olabileceğinizi fark edin
- Temel güvenlik önlemlerini uygulayın
Geçtiğimiz birkaç yıl, mevcut olan üç eğilimi ve bunlar arasındaki gerginliği hızlandırdı: (1) hızla gelişen iş ortamında rekabet edebilme, (2) giderek daha ciddi hale gelen siber tehditlere karşı savunma yapma ve (3) bir yandan karmaşıklığı ve dijital geçişi azaltırken bir yandan da ilk iki hedefi aynı anda gerçekleştirebilme.
Hibrit çalışmanın benimsenmesiyle birlikte kurumsal ağlar daha dağınık, karmaşık ve belirsiz hale geldi. İşletmeler, bu fazlasıyla bağlantılı sanal alandaki riski yönetmek istiyorsa siber güvenlik stratejisinin de evrim geçirmesi gerekiyor. Çok faktörlü kimlik doğrulaması (MFA) ve yama yapma gibi temel önlemler, halen güvenliğin temel taşları olsa da çevre tabanlı bir yaklaşım artık geçerli değil. Kurumlar bunun yerine bir dayanıklılık duruşuna geçerek artan güvenlik tehditlerinin etkisini hafifletebilirler.
500’den fazla güvenlik uzmanı ile yaptığımız son anket, liderlerin artık tehdit ve saldırıları önlemeye çalışmak yerine bunlara hazır olmaya odaklanmasıyla bu geçişin başladığını gösteriyor. Ortaya çıkan bu yaklaşımla da güvenlik, riski azaltıp saldırının etkisini en aza indirirken bugünkü çalışma sistemimizi de mümkün kılan stratejik bir iş fonksiyonu haline geliyor.
Microsoft Güvenlik'i takip edin